Endişe çizgileri olarak da bilinen alın kırışıklığı, yaşlanma, genetik yatkınlık ve mimik kullanımı gibi faktörler nedeniyle oluşmaktadır. Cildimiz, yıllar geçtikçe elastikiyeti kaybeder. Vücudumuzda hareket sistemimizin yapı taşlarını, oluşturan proteinler yani kolojen miktarı giderek azalır, bu durum cildin daha az elastik olmasına ve daha fazla kırışık görülmesine neden olur. Günümüzde kolojen takviyesi konusunda farkındalık giderek artmakta ve alınan  takviyeler ile vücudumuz desteklenmektedir. Ama unutulmamalıdır ki, farklı bir çok sebep de derin kırışıklıkların oluşmasına neden olabilir. Bunların başında genetik mirasımız gelmektedir. Bu durumda sadece kolojen takviyesi ve diğer kozmetik tedaviler tek başına yeterli gelmeyecektir. Kırışıkların oluşmasına neden olan diğer bir durum ise mimiklerin çok kullanımı, özellikle  gülme, kızgın olma veya şaşkın olma gibi ifadelerin sıklıkla tekrar edilmesi. Akdeniz kültürünün bir parçası olan yaygın ve abartılı mimik kullanımı, alın kırışıklıklarının oluşmasına ve  derinleşmesine neden olmaktadır.

Alın kırışıklığı tedavisine ne zaman başlanacağı kişinin kişisel tercihine ve durumuna bağlıdır. Genellikle, cildin yaşlanma belirtileri görülmeye başladığında tedaviye başlanması önerilir. Daha öncesinde önlem amaçlı bahsi geçen bir çok yöntemi uygulamak, kırışıklıkların daha geç ya da derin çizgilerin oluşumunu engelleyecektir.

Kırışıklık tedavisinde yapılması gerekenlere kısaca baktığımızda; 20’li yaşların başından itibaren cildimizde yaşlanma belirtileri görülmeye başlar. Cildimizin sağlıklı ve güzel görünmesini sağlayan önleyici tedbirler almak için bu yaşlar ideal zamanlardır. Örneğin, UV ışınlarından korunmak, sağlıklı yemekleri tercih etmek ve uyku düzeni korumak başlıca dikkat edilmesi gereken etkenler olup bunu bir yaşam  biçimi haline getirmek elimizdedir. Cildin nem dengesini koruyan, nemlendirici ürünler kullanmak, cildin esnekliğini arttırır ve kırışıklıkların oluşmasını önler. Yaşlanma geciktirilir.  Bu yaşlarda doğal yöntemler ile yapılacak yüz maskeleri de oldukça önemlidir; cildi nemlendirmek için elma sirkesi, aloe-vera bitki özünü veya zeytinyağı kullanmak önerilen yöntemler arasındadır. Ayrıca, cildi beslemek için avuç içi kadar taze yoğurt veya muz karışımından oluşan yüz maske uygulaması da bu yaşlarda önerilen doğal yöntemler arasında gelmektedir. Ayrıca profesyonel cilt bakımı/temizliği uygulamaları da bu dönemde girmeli ve hayatımızın geri kalan döneminde de periyodik olarak yer almasında fayda bulunmaktadır.

30’lu yaşların başından itibaren cildimizde daha derin belirgin yaşlanma belirtileri görülür. Bu dönemlerde yukarıda saydığımız önlemler artık tek başına yeterli gelmeyecek ve cildimizin ihtiyacı olan daha etkili tedaviler uygulanması gerekecektir. Cilt gençleştirilmesi için, peeling, lazer tedavileri, hyaluronik asit enjeksiyonları ve Botox enjeksiyonları gibi tedaviler bulunmaktadır. Unutulmamalıdır ki, herkesin cildinin yaşlanma hızı farklı olduğu için, alın kırışıklığı tedavisine ne zaman başlamak konusunda uzman bir doktor görüşüne başvurulmalıdır.

Alın kırışıklığı tedavisinde kullanılan medikal estetik önlemlerine baktığımızda; Mucizevi ilaç botulinum toksin yada namı değer “Botoks”, alın kırışıklıklarını azaltmak için her yaşta en yaygın olarak kullanılan yöntemdir. Botoks, kasların hareketini engellediğinden, cildin gerilmesini sağlar ve kırışıklıklar azaltır. Erken yaşlardan itibaren düzenli olarak botoks uygulaması yaptırılması, sonraki yıllarda dahi, daha az miktarlarda botoks enjekte edilmesini sağlar ve derin kırışıklıkların yerleşmesini engeller .  Genelde danışanlar sadece sorun olan bölgeye yani tek bölge Botox tedavisi, ile çözüm aramaktadır. Ancak belirli bir bölgedeki kas kasılmalarını azaltmaya yönelik yapılan bu uygulama, cildin yaşlanma belirtilerinin yaygın olduğu durumlarda yetersiz olabilir. Sadece alın bölgesinde Botox uygulaması yapılsa bile, göz çevresinde veya yüzümüzün üst kısmında yer alan bu bölgeyi tetikleyen diğer kas grupları durdurulmadıkça yeterli gelemeyebilir, yaşlanma belirtileri görülmeye devam edebilir. Bu nedenle, doktorunuzca önerilen gereken tüm kas gruplarına yönelik tedavi yapılması daha etkili olacaktır.

Diğer bir uygulama ürünü ise ince dermal dolgulardır. Cildin altına enjekte edilen dolgu maddeleri, cildi daha yumuşak ve daha genç görünümlü hale getirir. Bu yöntem, çok zorunlu olmadıkça önerilmez, sadece alın kırışıklıklarının daha belirgin olduğu bölgelerde kullanılabilir.

Hem botoks hem de dermal dolgu uygulamasında mutlaka FDA onayı bulunan barkodunu kontrol edebileceğiniz orijinal ürünler tercih edilmelidir

Son ama en önemlilerinden biri ise, her zaman cildimizi güneşten korumamız gerekliliğidir. Güneş ışığı cildimizi kurutur ve hızlı bir şekilde yaşlanmasına neden olur. Güneşten korumak, için kullandığımız ürünleri belirtilen saatlerde mutlaka kullanarak, cildimizin yaşlanmasını yavaşlatabilir ve kırışıklıkların oluşmasını önleyebiliriz.

Cildin sağlıklı ve genç görünmesini koruyan saydığımız önleyici tedbirleri alacağınız güzel günler dileriz.

Adres


Teşvikiye Mah. Sezai Selek Sok. No:18/3
Nişantaşı, İstanbul

İletişim


Mail: [email protected]


Telefon: 0-532 276 70 39

WhatsApp chat